|
AB
Komisyonu, Aralık 2002 Kopenhag Zirve Sonuçları uyarınca hazırladığı
rapor ve tavsiyeyi bugün (6 Ekim 2004) yayınlamıştır. Komisyon,
ülkemizin AB’ye uyum yönünde attığı adımları kapsamlı biçimde değerlendirmiş ve
siyasi kriterleri yeterli ölçüde karşıladığını tespit etmiş
bulunmaktadır. Komisyon,
bu tespitten hareketle, Üye Ülkelere Türkiye ile müzakerelerin başlatılması
yönünde net bir tavsiyede bulunmuştur. Komisyon
tavsiyesinde, Aralık 1999 Helsinki Zirvesi’nde,
ülkemizin „AB’ye katılması mukadder bir aday ülke“ olarak ilan ve tescil edilmiş olduğu, Aralık 2002
Kopenhag AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde ise, „Aralık
2004’de AB
Komisyonu’nun rapor ve tavsiyesine dayanarak Türkiye’nin Kopenhag siyasi
kriterlerini yerine getirdiğine karar verildiği takdirde, katılım müzakerelerinin
gecikmeksizin başlatılacağı“nın karara bağlandığı ve bu kararın müteakip AB
Zirvelerinde teyit edildiği de vurgulanmıştır. Bu
üç temel hususu memnuniyetle karşılıyor ve Komisyon’un
tavsiyesini tarihî bir adım olarak görüyoruz. Böylece,
AB Komisyonu tavsiyesinde, ülkemizde gerçekleştirilen reformların başarısı
teslim ve tescil edilmiş bulunmaktadır. Türkiye, AB üyeliğini stratejik bir
hedef olarak benimsemiş ve müzakerelerin açılması kararına zemin hazırlamak
üzere sorumluluklarını yerine getirmiştir. Hükümetimiz bu husustaki
iradesini sürdürecektir. Diğer
yandan, Komisyonun müzakere sürecinde ülkemizin tabi kılınacağı usul ve
esaslar ile ilgili önerilerinden bazılarının, diğer adaylar ile ilgili ve
geçmiş uygulamalara nazaran farklı unsurlar içerdiği görülmüştür. Türkiye,
AB’nin müzakere
sürecinin genel anlamda daha etkin yürütülmesine ve izlenmesine yönelik
tedbirler geliştirme arzusunu anlamaktadır. Ancak, bu yapılırken ülkemiz için
değişik kriter ve yöntemler önerilmiş olmasının yapıcı ve objektif bir
yaklaşımı yansıttığını söylemek mümkün değildir. Bu öneriler, Türkiye’ye
diğer
adaylarla eşit muamele esasını benimseyen Aralık 1999 Helsinki Kararlarıyla
çelişmekte olup, ayrıca tartışılmaya muhtaçtır. Komisyon
tavsiyesinde yer alan öneriler, AB Devlet ve Hükümet Başkanları’nın
17 Aralık’ta
yapacakları
Zirve’de
karara bağlanacaktır.
Bugünden itibaren, siyasi sağduyu ve ahde vefa ilkesi temelinde hareket etme
sorumluluğu Üye Ülkelere geçmektedir. Dolayısıyla,
17 Aralık’ta Üye Ülkelerin daha önce aldıkları karar uyarınca, Komisyon’un müzakerelere
başlama tavsiyesini gecikmeksizin hayata geçirmesini bekliyoruz. Ayrıca,
önümüzde bulunan süreyi Komisyon’un sunduğu tavsiyeleri ve bunların aynen benimsenmesinin
yaratacağı sonuçları layıkıyla değerlendirmek için iki taraf bakımından
da hayati önemde bir düşünme fırsatı olarak görüyoruz. Bu
zaman zarfında, tavsiye kağıdının içeriğine ilişkin görüş, kaygı ve
beklentilerimizi AB Üyesi Ülkelerle her düzeyde, açıklık ve samimiyetle
paylaşacağız. Türkiye,
17 Aralık günü Üye Ülkelerin koşulsuz, müzakere sürecinin sonuçları
bakımından ayırımcılığa mahal vermeyecek, ayrıca sürecin yürütülebilirliğini
de teminat altına alacak kararı vereceklerini ümit etmektedir. Bu
vesileyle, Türkiye’nin AB ile bütünleşme sürecine bu aşamaya kadar kuvvetli destek
vermiş olan, aralarında seçkin devlet adamı, politikacı, aydın, işadamı
ve sendikacıların da bulunduğu bütün Avrupa Birliği vatandaşlarına teşekkür
ederiz. |
|