Chirac
Daima Taraftar Olmuştur
Fransa’nın
İtalya Büyükelçisi Loic Hennekinne ülkesinin tutumuna açıklık
getiriyor:
"Dott.
Bettiza’nın Türkiye’nin Avrupa Birliğine üyeliğine Fransa’nın karşı
çıktığını belirten 9 Temmuz tarihli Panorama dergisinde yayınlanan
makalesini okuduğumda çok şaşırdım.
Konuya
ilişkin olarak Fransa’nın tutumu hiçbir zaman AB’ninkinden farklı
olmadığı için, Türkiye’nin Avrupa Birliğine üyelik kapısının 1963
yılında açıldığını hatırlatmak isterim. Bu taahhüt hiçbir zaman
tartışma konusu olmamıştır.
Türkiye’nin
Avrupa vokasyonu bu ülkeye aday statüsü tanıyan 1999 Helsinki AB
Konseyince de teyid edilmiştir. Diğer her aday ülke için olduğu gibi, üyelik
müzakerelerinin açılması 1993 yılında Kopenhag’da saptanan siyasi
kriterlere riayete bağımlı kılınmıştır: Katılım müzakerelerine başlamadan
önce bir aday ülkenin demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını,
ayrıca azınlıklara saygıyı benimsemesi ve onların korunmasını garanti
edecek istikrarlı kurumlara sahip olması gerekmektedir.
Bu
çerçevede 2002 Aralık ayında Kopenhag AB Konseyi Türkiye'ye bir randevu
vermiştir: “2004 yılı Aralık ayında, Komisyonun tavsiyelerine göre, AB
Konseyi Türkiye’nin Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirdiğine karar
verdiği takdirde AB gecikmeksizin üyelik müzakerelerini açacaktır”.
1963
yılından bu yana Fransa’nın resmi tutumu değişmedi. Cumhurbaşkanı
Chirac, 1995 yılından beri, Türkiye’nin üyeliğinin zamanı geldiğinde
tanınmasına yönelik desteğini, bazı diğerlerinden daha net şekilde
ortaya koydu.
Ahiren
İstanbul’daki NATO Zirvesi (28-29 Haziran) sırasında Cumhurbaşkanı
konuya ilişkin tutumunu teyid etti: “Daima Türkiye’nin Avrupa Birliği
ile bütünleşmesinin, tabiatıyla koşullar oluşur oluşmaz, temenniye şayan
oluğunu düşündüm. Herşeyden önce Türkiye'nin Avrupa ile çok eskiye
dayanan ilişkileri mevcuttur. Ayrıca artık kırk yıldan fazla bir süredir
Türkiye’ye, Fransa tarafından ve müteakiben onu izleyen tüm devlet ve hükümet
başkanları tarafından bu statü verilmiştir. Benim görüşümü öğrenmek
isterseniz, bugün Türkiye’nin üyeliğine yönelik sürecin her iki taraf
için de geriye dönülmez ve temenni edilir olduğuna inanıyorum”.
Öte
yandan Fransa Cumhurbaşkanının itiraz ettiği konu, üçüncü bir ülkenin
25 üye devlete ait bir meseleye müdahalesidir. Bu göndermeyi Siz anlayacaksınız.
|